Neredeydin? Neredesin? Ne için oradasın?
Neymiş bu uzak kalma. Neymiş yalnız kalmak. Neden bu kadar korkarız yalnız kalmaktan. Galiba insan başarılarını eşine dostuna anlatma gereği duyduğu gibi kötü giden şeyleri de yanındakilere yükleme gereğinde bulunuyor. Şuan da bulunduğum evim, yaşam alanım yaklaşık dokuz metrekarelik bir odadan ibaret. Şuan yazılar yazdığım, ders çalıştığım boş boş oturma fırsatı bulduğum masam yattığım yatağıma yaklaşık bir buçuk metre uzaklıkta. Banyo ve tuvalete olan uzaklığım da yaklaşık iki metre kadar. Bu odadan o kadar çok şey öğrendim ki. Tüm günümü yaşadıktan sonra sorgulama fırsatı buldum. Hani derler ya önceden tüm aile fertleri tek odada olurdu. Şimdi yok öyle herkes kendi odasında diye. Benim evimde evin tüm fertleri aynı odada. Ben ve ben. Bir tek insan bir çok insanlık aslında. Bir bedende çok fazla insan var. Bu masada oturan hep bendim. Hep aynı kişi miydi acaba. Değildik. Hep farklıydık. Hep farklıyız. Değişmek zorundayız. Değişmeyen yerinde saymış demektir. Size birileri çok değiştin sen diyorsa teşekkür etmeyi ihmal etme. Senin deneyimleme fırsatı bulduğun her şey seni değiştirecektir. Olması gereken bu zaten.
Neden korkarsın bu kadar yalnız kalmaktan. Yalnız derken, kimsen olmasın kapat kendini odaya, bom boş günler geçir demiyorum. Ben yirmi yıllık hayatımı sindirme fırsatı buldum yalnızlıkta. Bir on yıllık yaşamım sonunda gene böyle bir yalnızlık planlıyorum. Yalnız kalmak düşündürür, farkında olmanı sağlar. Bundan iki yıl önceki kahve sipariş cahilliğimi şimdi anlayabildim mesela. Sende hayatında yaşadıklarını sindirmen için yalnız kalman lazım. Sen ve sen. Hayatındaki tüm sesler bunu bastırır ve farkına varmadan yüzleşmeden arkada bırakırsın. Herkes yalnız kalma hayalleri kurar ama hep korkar sıkılmaktan , güvensiz hissetmekten. Bundan korkma bak sen ve sen varsın burada.
Yalnız kalmak sana sevgi yüklemesi de yapar. Özlediğin kimsenin kötü hallerini hayal etmezsin. Hep iyilikleri aklına gelecektir. Hasta olduğunda naz yapacak birini bulamadığında anlarsın annene asıl sevgini. Ayağına çorabını kendin giydiğinde anlarsın hasta olacağında kendi kendini iyi etmen gerektiğini. Kendi paranla idare etmen gerektiğin de anlarsın babanın geri istemeden borç veren tek dostun olduğunu. Sende yalnız kal ve sana burada anlatmaya çalıştıklarımı tecrübe et.
Benim burada bahsetmeye çalıştığım yalnızlığı sakın farklı algılama. Anlatamadıysam bu yazıyı unut. Tabut da yalnız ilerlerken, asıl doğruyu görmüşken aşağıda taşıyanların ailenin, dostlarının olduğunu bilmek gibi bir yalnızlık bu. Her insan yalnız kalmak ister ama yalnızlığa mahkum kalmak istemez. Mahkum olmadan küçük yalnızlıklar yaşamanız dileklerimle.
Sorgulanmamış,analiz edilmemiş yaşam, hiç yaşanmamıştır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder